Haber

Erdoğan açıkladı: Sisi Türkiye’ye ne zaman gelecek? KYB’ye uyarı, Putin’e takviye

12-13-14 Şubat tarihlerinde ilk iki gün BAE’yi, ardından 12 yıl aradan sonra ilk kez Mısır’ı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aralarında Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk’ün de bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı. uçak dönüş yolunda.

Gazze’ye ‘sınırlı’ yardım

Soru: Mısır’ın Refah bölgesindeki sivillerin durumunu görüştüğünüzü söylediniz. İsrail’in oraya saldırma planı var. Çin’den İngiltere’ye, AB’ye ve ABD’ye uyarılar geliyor ama İsrail dinlemiyor. İkili görüşmenizde bu konu tartışıldı mı? Bunun dışında Gazze’ye yapılabilecek yardımlar da oldukça sınırlıdır. Yardım konusunda hangi adımlar atılacak?

Erdoğan: Gazze’ye insani yardım ulaştırılması konusunda olumlu gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeleri özellikle Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Abdülfettah El Sisi ile de görüştük. İsrail’e bu konuda baskı yapmaya devam edeceklerini söylediler. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan gerekli görüşmeleri sürdürüyor. Hem Sayın Sisi’yle hem de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’le de görüşmeler yapacağız. ABD’li yetkililer de İsrail’e bu konuda baskı yapmaya devam edeceklerini söylüyor. Gazze’ye gelen yardım tırlarının sayısı 200-250’ye çıktı ama bu yeterli değil. Sayının 500-600 tıra çıkacağı söyleniyor. Bu sayıya ulaşabilirsek ancak ihtiyaçlar açısından analizden bahsedebiliriz. Öte yandan İsrail’in Refah bölgesine yönelik saldırıları her zamanki gibi vicdansız. Sayın Sisi ile de konuyu görüştük. “Orada insanların can güvenliğinden taviz vermemiz mümkün değil” dedik. Düşünün, sivillere “O bölgeye gidin, orası güvenli” demek ve ardından üzerlerine bomba atmak insani değerlere, savaş hukukuna, uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun mudur? İnsanlığın bu çığlığı bir an önce duyması gerekiyor. Bu soykırıma sessiz kalmanın maliyeti ve sonuçları çok büyük. Tarih, bu insanların katledilmesine göz yumanları yargılayacak. Bu soykırıma imza atanlar zaten tarih önünde haksız ilan edilmişlerdir.

Türkiye’nin “Gazze politikası”

Soru: Türkiye’nin Gazze’de ateşkes ve kalıcı barış için ortaya koyduğu yaklaşımı ve perspektifi başta Birleşmiş Milletler olmak üzere pek çok kurum, kuruluş ve ülke biliyor. Türkiye’nin politikasının dünyada nasıl yankı bulduğunu sormak istiyorum.

Erdoğan: Bizlerin, dostlarımızın ve dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların tepkileri, İsrail’in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki yalnızlığına katkıda bulundu. Ancak gelinen noktada kan dökülmesi durmuş değil. İsrail’in yağmacı baskınları halen devam ediyor. Bazı Batılı ülkelerin yetkilileri, bu baskınların başladığı günlerde bizim söylemeye ve tekrarlamaya başladığımız cümleleri artık dile getirecek noktaya geldiler. Barış çağrıları ne yazık ki ABD’nin olumsuz yaklaşımı nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanıyor. Amerika, sözde bu sorunun çözülmesi için bölgeye üst düzey yetkililer gönderdiğini ancak sonuç alamadığını söylüyor. Durum böyle olsa da ateşkesin ve barışın yeniden tesis edilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü başka çıkış yolumuz yok. Batılı insanlar bizimle iletişime geçtiğinde bu konuları onlara özellikle aktarıyoruz. Biz onlara ‘Biraz girişimde bulunalım, belki oradan sonuç alırız’ diyoruz. Sürecin başında İsrail’in yanında yer alan bazı ülkelerin artık ne kadar pişmanlık duyduğunu da görüyoruz. Kalıcı barış için çabalarımızı sürdürüyoruz. Dünya, çözümün 1967 yılı sonu esas alınarak, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, coğrafi olarak bütünleşmiş bir Filistin devletinin kurulması olduğu gerçeğini artık görmezden gelemez. Türkiye sadece Filistinli kardeşlerini değil, insan haklarını da savunuyor. , barış ve uluslararası hukuk. Türkiye bu konudaki samimiyetini en açık şekilde ortaya koymuştur. Küresel sistemin yeni katliamlara zemin hazırlayan bu çarpık yapısının artık değiştirilip aktif kontrol mekanizmalarının kurulması gerekmektedir.

Mısır’la “yeni dönem”

Soru: Mısır ziyaretinizde Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmeniz tüm dünyada ilgiyle takip edildi. Artık Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını söyleyebilir miyiz?

Erdoğan: Türkiye ve Mısır bölgenin iki değerli ülkesidir. 12 yıldır iletişimimizi kaybetmiştik. Dünya Kupası sırasında Katar Emiri Pir Temim’in müdahalesiyle orada bir araya geldik ve normalleşme sürecini başlattık. Mısır’a yapılan bu ziyaret Sayın Sisi’nin ısrarlı daveti üzerine gerçekleşti. Kendilerine Üst Düzey Stratejik Yönetim Kurulu Toplantımızın yapılmasını ve bu adımın atılmasını önerdim. Bunu da kabul ettiler. Dışişleri Bakanlarımız temaslarını sürdürecek. Sayın Sisi büyük olasılıkla Nisan veya Mayıs aylarında Ankara’ya gelecek ve bir iade-i ziyarette bulunacaktır. Mısır’la hem kültürel hem de tarihi açıdan birliğimiz ve derin bağlarımız var. Mısır’la sadece aynı tarihi değil aynı denizi paylaşıyoruz ve o denizin küresel denklemdeki önemi her geçen gün artıyor. Dış politika ise karşılıklı çıkar temelinde inşa edilir ve orada yönetilir. Dolayısıyla aynı yönde senkronize adımların atılması şüphesiz iki ülkenin çıkarınadır. Biz de Mısır tarafı da bu gerçeğin farkındayız ve yeni dönem bu sağlam temeller üzerine inşa ediliyor. Önümüzde çok kritik sınavlar var ve gelecekte dünyayı ne gibi öngörülemeyen ve güçlü süreçlerin beklediğini bilmiyoruz. Bu nedenle hem bölgemizde hem de dünyada barış ve huzurun korunması için bir arada durmamız gerekiyor. Önümüzde her iki ülkeyi de kalkındıracak iş birliği alanları var, zamanı geldiğinde de adımlar atılacak.

Barzani, KYB ve Irak

Soru: Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ile görüştüğünüzü belirtmiştiniz. Biz de merak ediyoruz çünkü Ankara bir süredir Süleymaniye’yi PKK/YPG terör örgütü konusunda uyarıyor. Ancak hem Süleymaniye hem de Bafel Talabani terör örgütüne desteğini sürdürüyor. Süleymaniye’nin bu tavrına Türkiye nasıl cevap verecek? Son dönemde Sayın Hakan Fidan, Sayın İbrahim Kalın ve Sayın Yaşar Güler ardı ardına ziyaretlerde bulundular. Bu ziyaretlerin perde arkasını merak ediyoruz. Barzani ile görüşmeniz çerçevesinde Irak’la terör örgütüne karşı ortak mücadele verilecek mi?

Erdoğan: Türkiye dosta dosttur. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanımız Yaşar Güler ve MİT Liderimiz İbrahim Kalın arka arkaya Irak’a ziyaretlerde bulundu. Bu ziyaretler Irak’ta yaşanan olumsuz gelişmelerin yarattığı atmosferi yumuşatırken, Türkiye ile Irak arasında hem merkezi hükümet hem de Kuzey Irak konusunda atılan adımlar açısından olumlu gelişmeler yaşandı. Dürüstlük ve cesaretten taviz vermediğimiz sürece ve özellikle sınırlarımızın dibinde teröristlerin yerleşmesine izin vermediğimiz sürece bu bölgedeki komşularımızla her adımı birlikte atacağız. Hiç kimse Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne bizim kadar saygı duyamaz. Süleymaniye’nin bu olumsuz yaklaşımı konusunda defalarca uyarılarda bulunduk. ‘Burada yeni ve farklı oluşumlar görüyoruz, bunlara fırsat vermeyin, yoksa yalnız kalırsınız.’ dedik. Çünkü Süleymaniye hemşehrilerimizin her zaman kontrolümüz altında olduğu bir yerdir. Erbil yönetimiyle terörle mücadelede yakaladığımız ivme olumlu yönde ilerliyor. Ancak ne yazık ki Süleymaniye yani KYB yönetimi defalarca uyarılarımıza rağmen terör örgütü PKK/YPG/PYD’ye desteğini sürdürüyor. Toplantımızda bu konuyu gündeme getirdik ve uyarımızı yaptık. Kimse bizden farklı bir duruş beklemesin, gereken cevabı vereceğiz. Bu sorunu görmezden gelemeyiz. Atabileceğimiz adımları atıyoruz ve atacağız. Pek çok konuda hoşgörülü olabiliriz ama bekamız ve ulusal güvenliğimiz söz konusuysa hoşgörü kapılarını kapatır, gereğini yaparız. Eğer hedef bize düşmanlık beslemekse, bizim de cevabımız ve tedbirlerimiz var, daha sert adımlar atmaktan da çekinmeyeceğiz.

Putin’den “barış” açıklaması

Soru: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iki yıl aradan sonra ilk kez Batılı bir gazeteciye röportaj verdi. Röportajda Türkiye’nin arabuluculuğunda Ukrayna’da yaşananları anlatırken, “Tam anlaşmaya varıyorduk ama İngiltere Başbakanı Boris Johnson devreye girerek Ukrayna’yı yanılttı ve barış olmadı” dedi. Türkiye’deki barış görüşmelerinin değerinin ne kadar kritik olduğunu anlattı. Türkiye’den bu konuda beklentiler ve girişimler var mı?

Erdoğan: Doğrusunu söylemek gerekirse Sayın Putin’in bu açıklamalarında samimiyet var. İstanbul süreci olarak değerlendireceğimiz bu toplantılarda her türlü samimi adımı attık. Bakan arkadaşlarım bu konuda Rusya tarafıyla görüşmelerde bulundular. Sonuç odaklı çalıştık ama barış sağlanamadı. Ama buradan sonuç alamadık diye ayrılamayız. Barış arayışından vazgeçmeyeceğiz. Barışın sağlanması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson barış çabalarından çekilmeden önce de birlikte çalıştık, çabalarımızı sürdürdük ama olmadı. Geçtiğimiz günlerde İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron bizi ziyarete geldi ve kendisiyle bu sorunları görüştük. Sayın Putin bu süreçte bizimle birebir görüş alışverişinde bulunursa veya Rusya’nın ilgili bakanları ayrı ayrı buraya müdahale ederse biz de onlarla bu süreci takip edip sonuç almaya çalışırız. Şu ana kadar Ukrayna-Rusya savaşında barışa hizmet eden somut sonuçlar elde ettik. Esir değişiminden tahıl koridoruna kadar pek çok önemli gelişme yaşandı. Hatta tarafları Türkiye’de birden fazla kez bir araya getirdik. Bunu da yine yapıp, dış etkenlerden uzak, çözüm odaklı bir süreç yönetimiyle huzurun kapısını aralayabiliriz. Bu arayışlarımızı hem Sayın Putin ile hem de Sayın Zelensky ile yaptığımız görüşmelerde sürdürüyoruz. Başından beri adil bir barışın savaştan daha iyi olduğunu savunuyor ve tüm adımlarımızı bu anlayışla atmaya çalışıyoruz. Barış istediğimiz sürece oraya ulaşmanın bir yolunu mutlaka bulacağız.

İsveç’in NATO üyeliği, F-35 ve F16 süreçleri

Soru: Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasının ardından ABD’nin F-16 tedarik sürecinde adım atmasıyla uzun bir aradan sonra Türkiye-ABD ilişkilerinde olumlu bir havanın yakalandığı yorumlanıyor. Gerçekten Ankara ile Washington arasında olumlu bir atmosferden söz edebilir miyiz? Peki bu olumlu hava FETÖ, PKK/YPG, S-400, F-35 gibi tartışmalı konulara da olumlu yansıyacak mı?

Erdoğan: Son dönemde ABD ile attığımız bu adımlar sonucunda bazı olumlu gelişmelerden söz edebiliriz. Şu anda Kongre’deki hava olumlu. Aynı şekilde Senato’dan da olumlu sesler geliyor. ABD ile benzer olduğunu düşündüğümüz veya üzerinde mutabakata vardığımız konuların sayısının arttığını söyleyebiliriz. Şu anda olumsuz bir gidişat yok, tam tersine olumlu bir gelişme var. Bu konuyla ilgili olarak ilgili bakanlar da Türkiye’deki muhataplarına olumlu gelişmelerin olduğunu söylüyorlar. Bu konulardaki bilgileri hem Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a, hem MİT Başkanı İbrahim Kalın’a hem de Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanımız Akif Çağatay Kılıç’a veriyorlar. ‘Elimizden geleni yapıyoruz. ‘Burada Sayın Biden’ın ıslak imzalı mektubunu gördünüz’ diyorlar. ‘İmzalı onay belgemizi de gördünüz’ dedik. Her şeyden önce parlamentomuzun aldığı kararı duydunuz ve bize tekrar tekrar teşekkür ettiniz. ‘Sizden bundan sonrasını bekliyoruz’ dedik ve yolumuza devam ettik. Aynı şekilde İsveç Başbakanının bu konuda bize teşekkür çağrısı da attığımız adımın olumlu yönde ilerlediğinin göstergesidir.

KAYNAK: HABER7

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort